Çölyak hastalığı ile ilgili birbiriyle kavga eden iki gerçek var:
- Glutensiz beslenmeden hastalığı kontrol altına almak imkansız.
- Glütensiz beslenip beslenmediğinden emin olmak çok zor.
Bu karanlığı aydınlatmanın en kestirme yolu da arada antikor testleri yaparak glüten diyetinizin nasıl gittiğini kontrol etmek. Diyetin karnesi gibi düşünebiliriz.
Bu nasıl oluyor?
Çölyak hastaları glüten tükettiğinde vücut kendine saldırıyor, bu nedenle çölyak bünyemizin kendini bilmez askerleri, yani sevgili antikorlarımızın seviyesi bize veri sunuyor. Antikorlarımızı sürekli çölyak hastalığını anlattığımız halde konuyu bir türlü idrak edemeyen eş dost gibi düşünebiliriz. Niyetleri iyi ama zararları büyük.
Benim gibi teşhisi yeni almış hastalar ise yıllarca kendi kendini imha modunda olan bir vücudun iyileşmesi için uzun süreye ihtiyaç duyuyor.
Antikor değerinin düşmemesi ise tam bir kabus. Benim ilk testim, aylarca titizlikle glutensiz yaşamama rağmen sıfır iyileşme göstermişti. Düşünsenize tüm hayatınızı tepetaklak ederek bir diyete başlıyorsunuz ama ya bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz, ya da bilmediğiniz bir kaçak var. Hepsi boşa gidiyor gibi bir his.
Peki, o glüten hayaleti nerede saklanıyor?
- Diş macunu markasında mı sorun var?
- Şampuan mı glütenli ve onu duş yaparken yutuyor muyum?
- Kedinin mamasını mı soluyorum? (Evet bu gerçek bir dert!)
- Gerçekten güvenli olmayan ürünlere mi güveniyorum?
Bunlar sadece güvenli evimiz içindeki kaygıların bazıları. Bir de evin dışında çapraz şekilde bulaşan endişeler mevcut. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, tecrübeli çölyaklılarla dertleşmek bu belirsizlikle dolu dönemde inanılmaz rahatlatıcı ve faydalı olabiliyor.
Şimdi güzel habere geleyim; teşhis aldıktan yaklaşık bir yıl sonra yaptırdığım antikor testlerinde değerlerimin düştüğünü gördük. Bu hissi nasıl anlatabilirim? Uzun yıllardır şampiyon olamamış takımınızın 90+8’de attığı golle son anda kupaya uzandığını hayal edin. İşte öyle bir şey. (Evet hangi takımlı olduğumu anladınız, hayatta çölyaktan daha büyük dertler de var)
İkinci güzel haber; endoskopi sonuçlarına bakan doktorum da bağırsağımdaki hasarın iyileştiğini söyledi. Bunun olacağını tahmin etmiş miydim? Evet, daha az şişkinlik yaşıyorum, daha ender gastrit atakları görüyorum.
Evet, çölyak gerçekten zor bir hastalık, bunu hiçbir zaman yumuşatmaya çalışmıyorum. Bu blogda bunu hiçbir zaman da yapmayacağım.
Ancak iyileşmek de güzel be.